![]() |
Hoşgeldiniz ( GİRİŞ | KAYIT OLUN )
İskenderun Resimleri İskenderun Genel& Sorunlar& Öneriler İskenderun kültür,turizm |
![]() ![]() |
![]() |
![]()
İleti
#1
|
|
Grup: İskenderunforum Köşe Yazarı İleti: 99 Katılım: 21-12-2007 - 10:36 Nereden: oabcxx Üye No: 2,424 isim: orhan meslek: serbest İskenderun'da mezun olduğunuz okul adı ve mezuniyet tarihi: lise ![]() |
![]() ![]() Seraç Taksi, bir devrin kapanıp, bir devrin başlangıcıdır.. Murat-124 lerden oluşan bir filo taksi durağı, bugün Belediye sarayının bulunduğu yerde 1960 ve 70 lerde hizmet veren pavyonların köşesinde 1971 de kurulmuştu. Birkaç “Anadol”, Taksi duraklarında vardı fakat dar ve konforsuz yapısı, rağbet görmüyordu. Seraç Taksi durağıda, Kervan Taksi, Çiçek Taksi, Ersan Taksi, Kent Taksi gibi önemli noktalardan birini tutmuştu. Bir yer tarif edilkirken, kilit noktaydılar tıpkı, eski Ankara garajının karşisındaki , Toto İsmet veya Kaymakamlığa yakın meşhur kırtasiyeci “Amca Bey” gibi. Bunlar gibi Saray Taksi ve Kaymakamlığın karşısındaki İstanbul garajında değişik isimlerle hizmet veren taksi durağı vardı. Daha sonra Taksi sistemi, Faytonu geride bırakmış ve her kilit noktaya yeni Taksi durakları açılmıştı. Nil Taksi, Şahin Taksi, Pac taksi, Pınarbaşı Taksi, Esentepe Taksi ve Otogar Taksi ... Ufak murat-124 ler ucuz tarifeyle, Cadillac ve Chevrolet- impla gibi lüks taksilerin saltanatına son vermişti. Amerikan otomobillerin havalı şöförleri, havalı giyinir ve ayyakabılarını, ayna gibi ışıltılı parlak tutarlar ve herkesi taşımazlardı. “Seraç Taksi” kurulana kadar onların tek rakibi gariban “ Faytonlardı”. Seraç taksiyi kuran Mardinli, genç, babayiğit ve iyi giyimliydi. Bu merkezi yerde, belalı ortamda, burayı organize etmesinden, arkasının kuvvetli olduğunu anlaşılıyordu. Herşeyden öte duraktaki disiplin taktir ediliyordu.. İskenderunlularda rahatlamıştı, başlangıçta, dört kişiye kadar, şehir içi her yer 5 liraydı. Seraç Taksiden sonra, Chevrolet-impala lı ağır havalı temiz giyimli taksicilerinden veya Eski manda kasa Doç la Belen, Antakya seferleri yapan işinin hammalı şöförlerin yerine Murat-124, Renault 12 ve steyşınlı yeni ve yaygın Taksiciler çıkmıştı ortaya.. Otonun pencere altlarından damalı şerit döndümü taksi oluyordu. Duraklardan birine takılabilir veya Taksi duraklarının çıkarına zarar vermeyecek herhangi bir noktadan hizmet verebilirdin. Bazılarına Taksicilik hayat tarzı gibiydi, yaşayabileceğin yasak ilişkiler için, çok uygun bir iş düzeniydi, başında şefin, formenin yoktu, canın sıkıldımı eve git uyu, sabah istediğin saate kalk ve istediğin geç saate eve gel. Yanında bir bayanla ol yada bir yerde istediğin kadar oyalan.! İstersen birinin işi için şehirler arası dolaş, Pavyonlardan bir bayanın, gün boyunca hizmetinde ol veya Tapu dairesine avantanı ver, devamlı Tapucuların hizmetinde koş yada Sebze halinin etrafına takıl, köylere servis yap, olmadı Pac meydanından Antakya veya Kırıkhana veya İnönü karşı köşesinden Dörtyol,Erzin, Osmaniye yada Adanaya, karışık işlerin ne taraftaysa o tarafa dolmuş yap. Elinde ufak tesbihin, açık camdan, dirseğin destekli, kartuşlu teybinde Arabesk müzk ve Arabesk bir koku, ön arka camlarda püsküllü saçak perdeler ve bir kaç arkadaşının kenarlara sıkıştırlmış resmi ve cam ışıklı, topuzlu viteskolu başı, olmazsa olmazlardır. Yaz aylarında güneş gözlüğün ve ene önemlisi baba kelleciler ve Emniyetten hatırlı polislerle geçen bitirim sohbetlerinden abartılı hikayelerin olmalıdır. Yani bir nevi kamyon arkası yazılardan birinde olduğu gibi. Sahipsiz Meslek, zevkli rezalet işte şöförlük..! Devri kapanan bir başka sahipsiz meslekte Faytonculuktu..! Faytoncuların Atları, ana caddelerde bile yolalırken, kuyruklarını kaldırıp altın sarısı lapa-lapaları yola bırakır yada idrarlarını hortumdan fışkırırcasına yola serperlerdi. Faytoncular, ellerindeki ince kırbaçları, o dar yerde, rahat yagın oturuş ve pejmürde şapka ve şalvarlarıyla, Onları Faytonsuz yürürken bir ayakçı kahvesinde otururken görseniz, hemen Faytoncu olduğunu anlardınız. onları sıradan Kahvehanelerde göremezdiniz. Seyyar kapalı arabaya çay ocağı kurmuş, etrafında alçak tabureler ve sehpalar olan fakat en önemlisi, Tavşan Ganı , içtinmi osurtturan çayı, ince cam geniş dudak paylı bardaklarda sunan yerlerdir onların yeri.. Onları kahkahalarla gülerken göremezdiniz, dostlarıyla alçak seslerle, bizim alemimizden ayrı alemlerin konularını konuştuklarını anlardınız.. Otcular, esrar çekenler, mahalle aralarından karı satanlar, oğlancılar, cinayet ve hırsızlıktan dışlanmışlar, sabah kahvecileri, horoz dövüştürenler, tombalacılar, devamlı yere tükürenler, dümbükler ve pezevenkler, o tezgahın müşterileridirler.. Yanlarına katılsan bile, asık suratla sohbet eder ve kısa anlamsız cevaplarla geçiştirirler, kısacası siz gitmezseniz, onlar kalkar gider, siz gidene kadar bir tur atıp gelirler.. aslında onlar, sizin yakınlarınızın belkide akrabalarınızın, pislik sırlarını biliyorlardır fakat, onu sizle hiç bir zaman paylaşmazlar.. boynuna geçirdikleri heybeden saman yiyen Faytona koşulu Atları hemen yakınlardadır.. Park etmiş bir Faytonun yanına gittiğinizde, boynunda asılı heybeden yerken yada geviş getirirken, kuyruğunu ustalıkla vucuduna vurarak sinekleri kovalayan Atları, kafalarını, sağa sola sallayarak, dudaklarını titreterek foşurduyor görürdünüz.. Faytonculuk artık onlar için bir yaşam tarzı olmuştu. Geneleve yada kadın pazarlanan otellere gidecek yabancılar, Faytoncularla her sırrı açıkça paylaşabileceklerini bilirlerdi. Bazı aileler güzel yaz gecelerinde Faytonlarla sahil turları yapar. Sinemalardan gece matinesinden çıkıp evi uzakta olanlar için Faytonlar, çıkışta hazırdı. Alaya Askerler sağından solundan sarkarak binerler, zavallı atlar zorlana zorlana yol alırdı. Sünnet düğününün esas aracıdır Fayton, renkli yuvarlak şapkaları ve uzun beyaz entarileri, ellerinde parlak simli asalarıyla, sünnet olacak çocuklar ve arkadaşları, neşeli şehir turu yaparlar. Faytoncu 24 saat işbaşındadır, artık gece yarısı veya sabaha karşı, Pavyonlardan sarhoşlar ve Kumar kulüplerinden yorgun kumarcıları, taşımak için, yağmur çamur demeden görevdedir.. İstanbula, Avrupadan gelen Fayton, çok talep görmüş ve İstanbul Vefada, ileri yıllardada Anadolun çok yerinde üretiliyordu. Artık sayılı Fayton üreticisi vardır. Yurtdışına fabrikasyon üretim yapan firmalar yeniden canlanmaya başlamıştır. Ama artık yılmaz Güneyin “Umut” filimindeki gibi gariban Faytoncular kalmamıştır. Ama mesleği Taksici olmasada, onların hayat tarzıyla yaşayanlar, etrafımızda hızla çoğalmıştır..! |
|
|
![]()
İleti
#
|
|
![]() Teşekkürler Grup: Bot Katılım: 1 Dakika önce ![]() |
|
|
|
-metin öğdür- |
![]()
İleti
#2
|
misafir ![]() |
|
|
|
![]() ![]() ![]() |
Basit Görünüm | Tarih: 16-02-2019 - 02:08 |